19 Haziran 2009 Cuma

ANKARAGÜCÜ NASIL KURTULUR ?


Günün ekonomik ve sosyal şartlar her geçen gün Türk sporunun üstüne binerken, Ankaragüçlü ve Ankaralı futbolseverleri uzun süredir meşgul eden Ankaragücü-Ankaraspor birleşme senaryoları mutlu son ile noktalandı. "Her iki kulüp yollarına ayrı ayrı devam etme" kararı aldı. 100 yıllık efsanevi Ankaragücü, kendi kurumsal yapısı içersinde her ne kadar problemler yaşasada, kendinden çok çok genç bir yapının bünyesine katılarak yada bu genç bünyeyi içine alarak (siyasi ve ekonomik olarak) erime ve yok olma tehlikesinden de böylece kurtuldu.


Futbolu babasının çiftliği gibi gören siyasi erk, kendine bağlı yerel yönetimler sayesinde Türkiye'de sporu özelliklede futbolu hızla sömürgeleştirmede, kendi çıkarları doğrultusunda kullanmayı marifet saymaktadır. Aynı süreç, Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş evresinde kurulan ve geçtiğimiz günlerde 100.yılını kutlayan Altınordu İdmanyurdu üstündede bir başka türlü denenmiş, saray ileri gelenlerinin kurdukarı bu takım imparatorluğun tarih sahnesinden silinmesi ile gücünü yitirerek, popülerliğini de kaybetmiştir.. (Bu kulüp şimdilerde İstanbul 2.Amatör Ligi'nde mücadele etmektedir).


Ankaragücü gibi 100 yıllık bir mazisi olan camianın bugün içinde bulunduğu sorunları, kendi bünyesinde, kendi taraftar potansiyeli, gelenek ve görenekleri içersinde çözülecekken, kendi kuruluş ananelerine ters bir şekilde bir kulübün bünyesine girmesi zaten düşünülemezdi. Böyle bir durumda kulüp bir çok taraftarını kaybedeceği gibi, kulübün tarihinin mihenk taşlarını bilenler tarafından da hiç de hoş karşılanmayan bir durum ile karşı karşıya kalacak, sempatisini kaybedecekti. Ankaragücü burdada tarihsel görevini yerine getirmiş kişilerin değil, şehrinin takımı olduğunun bilinci sergileyerek , Melih Gökçek ve ekibinin saltanat duygularına karşı duruş sergilemiştir. Burada Ankaragücü yönetiminin sağduyusunu tebrik etmek gerekir.


Kulübün kurtuluşu kendi içindedir, bunu dışardan ithal bir model ile aramak yanlış olacaktır. Kulüp kendi kurumsal yapısı içinde yapacağı küçük rötüşler ile kendi ayakları üzerinde duran, güçlü bir yapıya sahip olacaktır. Mevcut yönetimin, üyelik statüsünün bir kez daha gözden geçirerek, yeni üye alımları ile Ankaragücü'nü seven, onunla yaşayan genç beyinleri kullanma becerisini sağladığı zaman, görülecektir ki şehir insanı "ait" olma duygusu ile başka şehirlerdeki takımlara kaçmayarak, takımına sahip çıkacaktır. Taraftarları kulüp çevresinde toplayan organizasyonlar, alt yapı çalışmalarını bütün ülke sathına yaymak, yurtdışından yaşı küçük yeteneği büyük gençleri toplamak Ankaragücü'nü kısa zamanda layık olduğu yere getirecektir.


Ankaragücü bir isyan takımıdır. İstanbul'da kurulduğu 1910 senesinden beride bu isyanı içinde barındırır.